Panelin ev sahipliğini yapan Eskişehir Baro Başkanı Rıza Öztekin, panele katılanlara teşekkür ederek, “Bu tür panellerin dolması gerekiyor. Halk yeni bir anayasa talebi yoktu. Peki böyle bir anayasayı kim istedi? Kendileri söylüyor 100 yılık prangadan kurtulmak isteyenler. Cumhuriyet kesinlikle bir pranga değil. Asıl pranga yeni anayasadır. Bu anayasa rejimi değiştiriyor. Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırarak ülkeyi tek adamın keyfine bırakıyor. Millet bu değişikliğe izin vermez” dedi.

POST MODERN PADİŞAH İDDİASI
Panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Barosu avukatlarından Hüseyin Özbek 16 nisan’da yapılacak olan referandumda vatandaşın 29 ekim 1923’te verdiği karardan dönmesinin beklediğini iddia ederek, “Yapmak istenilen cumhuriyet ile hesaplaşmak.Bu anayasa ile milli devletin tasfiyesi isteniyor. 16 Nisan’da Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiyesine razı olunup olunmayacağı onaylanacak. Post modern bir padişahlığa onay isteniyor. Türk halkının tehditle şantajla evet dedirtmek isteniyor. Devletin kolektif aklı ortadan kalkınca çok sayıda tehlike yaşanır. Yeni Anayasa devletin kolektif aklını ortadan kaldırmayı amaçlıyor” dedi.

DİKTATÖRLÜĞE KAPI AÇAR
Yeni anayasanın diktatörlüğe kapı araladığını belirten Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, “16 Nisan’da bir karar vereceğiz. Bu karar Türkiye’nin kaderini belirleyecek. Hepimizin omuzlarında büyük bir yük var. Çanakkale’yi geçilir yapmaya kalkanların cumhuriyet ile bir dertleri vardır. Karşımıza hiçbir parti veya şahıs almıyoruz. Bu anayasanın onay görmesi cumhuriyetin sonu demektir. Bu nedenle biz cebimizden para harcıyoruz. Partimizden atılıyoruz. Bir şeylerin mücadelesini veriyoruz. Neden? Yarın çocuklarımıza “biz bir şeyler için mücadele ettik” demek için. Şimdiye kadar birilerine aldananlar şimdi bizim kendilerine aldanmamız bekliyorlar” dedi. Yeni anayasanın geçmesi halinde Cumhurbaşkanın denetimin mümkün olamayacağını belirten Halaçoğlu, “Biz eski dönemde bakanları bile mahkeme karşısına çıkaramadık. Cumhurbaşkanını nasıl denetleyeceğiz? Yeni anayasanın her uygulaması krizlere yol açar. Her ne kadar Türkçe de olmasa da bu yol diktatörlüğe gider. Bu anayasa büyük Ortadoğu projesinin anayasasıdır. 14 yıl boyunca istedikleri tüm yasayı çıkaran bir iktidarın bu anayasa da diretmesini anlamak mümkün değil” dedi. İktidarın sürekli olarak “halk oylamasında milleten korkmayın” dediklerini hatırlatan Halaçoğlu,” Biz milleten kokmuyoruz, sizde bizden korkmayın” dedi.

TEK ADAM ANAYASASI
Anayasa Profesörü Süheyl Batum ise “Bu anayasa tek adam anayasasıdır. Ama bu millet ülkenin kaderini bir kişinin dudakları arasına bırakmaz. Anayasaya yargının tarafsızlık maddesini koymuşlar. Cumhurbaşkanı Adıyaman’da konuşuyor ne diyor Cumhurbaşkanı? “Tarafsız insan olur mu? Taraf olmayan bertaraf olur” ondan sonra tarafsız yargıdan söz ediyorlar. “Prangalarımızdan kurtulacağız” diyorlar. “Nedir sizin pranganız?” diyoruz. Kuvvetler ayrılığı mı “hayır” diyorlar. Bağımsız yargı mı “hayır” diyorlar. Bir tek başbakan yok anayasada. Pranga başbakan mı?” diye sordu.

HER ŞEY TEK ELDE TOPLANMIŞ DURUMDA
Cumhurbaşkanının ciddi yetkiler ile donatıldığını belirten Batum, “Padişahın dahi istediği zaman meclisi feshetme yetkisi yoktu. Tek başına kanun yapma yetkisi yok. Bu anayasada bütçeyi cumhurbaşkanı hazırlıyor. Her şey tek ele toplanmış durumda. 12. madde Cumhurbaşkanına tek başına kamu tüzel kişi oluşturma hakkı veriyor. Bu çok tehlikeli bir yetkidir” dedi.

YENİ ANAYASA ÜLKENİN ALTINA KONAN BİR NÜKLEER BOMBADIR
Ülkenin bir anayasa değişikliğine ihtiyacı olduğunu belirten Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Ancak ihtiyaç duyulan anayasa bu anayasa değildir. Bugünden memnun değiliz, dünden şikayetimiz var. Bize dünün faturasını kimse kesemez. Biz dün yoktuk. Ancak bugün susarsak yarın evlatlarımız hesap sorar. Çok daha demokratik, milletvekillerini gerçekten milletin vekili yapacak. Parti genel başkanlarının emir kulluğuna son verecek. Yargıyı daha yukarı taşıyacak. Bir anayasaya kuşkusuz ihtiyacımız var. Şayet göklere çıkmak istiyorsak, yerin dibine çıkmaya hayır diyeceğiz. Türk milleti şuandan yapılmak istenenin Türk devletinin çöküşü olduğunu bilmektedir” dedi.

ASIL ZAFER 16 NİSAN’DA HAYIR ÇIKMASI DEĞİL
Futbol adamlarının anayasayı tartışmasını eleştiren Feyzioğlu, “Barolar olarak bundan sonra futbola el atıyoruz. Futbol daha emin ellerde. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü biz avukatlar kimsenin efendisi olmadığımız gibi kimsenin önünde de eğilmedik” diye konuştu. Feyzioğlu, “16 Nisan’da hayır çıkacağını görüyoruz. Köy köy, kasaba kasaba geziyoruz. Ama asıl zafer 16 Nisan’da hayır çıkması değil. 17 Nisan’da yine bir birimizin yüzüne bakabilecek olmamızdır. Bu yüzden 17 Nisan’da herkes kimseyi üzmeden, kırmadan, bir birinin kardeşi, yüreğinin diğer yarısı olarak karşılamalı” dedi.

BİRLİK BERABERLİK MESAJI VERDİ
Yeni anayasanın ülkenin altına konan bir nükleer bomba olduğunu savunan Feyzioğlu “Bu anayasa ile birlikte özerkliğin önü açılıyor. Ben İktidar o partisinin de bu durumdan haberdar olmadığını düşünüyorum. Ülkenin kaderin tek kişiye bırakılması o kişinin kırıldığı zaman ülkenin de kırılması anlamına geleceği aşikar. Bu yüzden hepimiz bir arada kalmalıyız. Ülkenin birlik beraberliği konusunda taviz vermemeliyiz” dedi. Esgündem26