Haber: Gözde Çelik
Eskişehir Barosu, Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde ‘Olağanüstü Hal, Kanun Hükmünde Kararname ve Anayasa Değişikliği’ konulu bir panel gerçekleştirdi. Panelin moderatörlüğünü Baro Başkanı Rıza Öztekin yaparken, Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Metin Günday ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Devrim Güngör de konuşmacı olarak katıldı.

“ÜNİVERSİTELERDEN BİLİM VE AKILI İHRAÇ EDİYORLAR”
Baro Başkanı Öztekin, Kanun Hükmünde Kararnameleri eleştirilerek, “Kanun hükmünde kararname kıyım hükmünde kararname haline geldi. Yargı yolunu da kapatan bu kadar acımasız işlem karşısında yapılacak bir şey yok. Üniversitelerden bilim ve akılı ihraç ediyorlar. Ders verecek akademisyen bırakmadılar. Öğrencilerimiz mağdur. Göreve engel bir suçtan, kesinleşmemiş ceza olmadan kimsenin sorgusuz sualsiz ihracı mümkün değil. Eskişehir Barosu olarak her zaman hukuksuzluk kimden, nerden, nasıl gelirse gelsin hep tavrımızı koyduk. Bundan böyle de doğruları söylemeye, geri adım atmayı düşünmüyoruz. Hukukta geri adım atmak diye bir şey yoktur. Eskişehir Barosu hukukun tarafındadır” dedi.

“HUKUKUN ÇİĞNENDİĞİ BİR DÖNEMDEYİZ”
Son yayımlanan Kararname ile görevinden ihraç edilen Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Yard. Doç. Dr. Meral Gürbüz, anayasal haklarının ihlal edildiğini savunarak, şunları söyledi: “OHAL in de bir hukuku vardır. Biz bu hukukun da çiğnendiği bir dönemdeyiz. Bu ihraç döneminde tek bir savunma hakkı verilmedi bizlere. Düşünce ve ifade özgürlüğümüzü kullanamadığımız dönemdeyiz. Pek çok anayasal hakkımız ihlal edildi. Tüm mücadele yollarını deneyeceğiz. Kampüs dışına atılmış olabiliriz ama bilgi üretmek ve paylaşmak sadece kampüs sınırları içinde olmak zorunda değil buna devam edeceğiz. Demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesine devam edeceğiz.”

“ANAYASA MAHKEMESİ İŞLEVSİZ HALE GELDİ”
Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Metin Günday ise, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL hakkında konuştu. FETÖ ile mücadele adı altında ilan edilen OHAL’in anayasal bir rejim olduğunu anlatan Günday, “OHAL’in ilan edilme sebebi ortadadır. Fakat 2935 sayılı alınacak tedbirlerin dışına çıkıldı. Kanun Hükmünde Kararname ile üniversiteye rektör atanamaz. Bir daha kamuda istihdam edilmemek üzere ihraçlar yapılıyor, emekli olan kişiler bile ihraç ediliyor. Mantığa aykırı bir durumdur bu. OHAL dönemi Kanun Hükmünde Kararname ile OHAL dönemi bittikten sonra da devam edip düzenlemeler yaparsanız OHAL’i, olağan hale getirirsiniz. OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri denetime tabi değil o nedenle istenilen yapılıyor. Anayasa Mahkemesi kendini işlevsiz hale getirmiştir. KHK’lar ile ihraçlar yapılması çok ilginçtir. OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri ile bireysel işlemler yapılmamalı. İhraç edilenlerin başvurabileceği somut bir yargı yolu bırakılmamıştır. OHAL işlemlerini inceleme komisyonları kuruldu. 3 bin kişi ihraç edip 10 kişiyi iade ediyorlar. 7 kişilik komisyonu Bakanlar tayin ediyor. Bu anayasa bir aldatmacadır ’’dedi.

“TBMM DEVRE DIŞI BIRAKILDI”
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Devrim Güngör, OHAL ile devletin idari yapısında köklü değişikler yapıldığını savundu. Prof. Dr. Güngör, anayasa değişiklik teklifi hakkında da bilgi vererek şunları kaydetti: “Yapılan değişiklikler ile TBMM devre dışı bırakıldı. Terörle mücadele edildiği gerekçesi ile OHAL ile bir takım tedbirler alındı. OHAL yürürlükten kalksa bile yapılan değişiklikler işlevine devam edecek. Bu süreklilik devam ederse alınan tedbirler cezaya dönüşmüş olur. KHK’ların sayısı 20’yi buldu 4 tanesi Meclis’ten geçerek yasalaştı. Hangi KHK’nın yasalaştığı belli değil. İçeriği hakkında hiçbir bilgi yok. İhraçların kişi hakkında hiçbir ceza soruşturması olmadığı halde böyle bir yaptırıma bağlı bırakılması ve hangi gerekçe ile yapıldığının da kişiye anlatılmaması da hukuka aykırılıktır.”

“TARAFSIZ BİR CUMHURBAŞKANINA İHTİYAÇ VARDIR”
Prof. Dr. Güngör, hukuk devleti için erkler ayrılığının önemine değinerek, “Yasama yetkisinin ortadan kaldırılıp, yürütmeye geçirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Günü birlik ihtiyaçlar için temel kanunlarda değişiklik yapılması büyük sakıncadır. Ceza Mahkemesi Kanununun bir hükmünü bir yıl içinde üç kez değişiyorsanız, son yapılan değişiklikle aslında hiçbir şey değişmemiş hale geliyorlarsa günü birlik ihtiyaçlar için bu yasama yetkisi kullanıyor demektir. Bizimde içinde olduğumuz Kıta Avrupa’sında siyasi kutuplaşmalar vardır. Siyasi kutuplaşmaların olduğu ülkelerde parlamenter sistem vazgeçilmezdir. Çünkü tarafsız bir Cumhurbaşkanına ihtiyaç olur. Bunu ortadan kaldırdığınızda devletin birliğini bütünlüğünü ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Tarafsız bir cumhurbaşkanına ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.