Osmanlı dönemindeki adı Şorbulak olan ve Ermeni hakimiyeti süresince Karakilise adını taşıyan bir ilin hikayesi bu. Şimdiki adını Ağrı olarak biliyoruz, bu isim ise Türkiye'nin en büyük dağı olan ve kutsal kitaplarda da ismine rastlanan Ağrı Dağı'ndan gelmekte.
Osmanlı döneminde Şorbulak olarak adlandırılan bu il, Ermeni hükümeti bölgeye hakim olduğunda Karakilise ismini benimsemiştir. Ancak, Kazım Karabekir Paşa döneminde, ilin ismi Karaköse olarak yeniden değiştirilmiştir. Yeniden isim değişikliği, bir kez daha anlam ve köken değişikliği getirmiştir.
Ağrı'ya Batılılar tarafından verilen bir diğer isim ise Ararat. Nuh Tufanı efsanesi ve Tevrat'taki geçişlerinden dolayı, bu bölgenin ve çevresinin Ararat Dağı ve ülkesi olarak anıldığı düşünülmektedir. Ancak, bu düşünce yanıltıcıdır ve gerçekte, Ağrı'nın kendine has bir kimliği vardır.
Ağrı, 1834 yılında "bucak", 1869 yılında ise "ilçe" statüsünü kazanmıştır. En nihayetinde, 1927 yılında "il" statüsüne yükselmiştir. İlin adı, Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'ndan dolayı seçilmiştir. 5.137 m yükseklikteki bu dağ, ilin kimliğine ve adına damga vurmuştur.
Bu özgün ve çarpıcı isim değişiklilikleri, Ağrı'nın zengin ve çeşitli tarihinin bir göstergesidir. Geçmişi ve bugünü ile Ağrı, Anadolu topraklarındaki önemli bir kültürel mirası temsil etmektedir.