Anadolu Üniversitesi SK ilk kez yükseldiği TFF 3. Lig’de 2’de 2 yaptı ve 6 puanı cebine koydu. İlk kez geldiği bir noktada, yeni kurulan bir takımın ardı ardına galibiyetler elde etmesi hiç küçümsenmemeli. İlk iki haftadaki rakipler kağıt üzerinde grubun en etkili takımları gibi görünmüyor buna katılıyorum. Fakat ilk hafta, daha kulüp tarihinin ilk profesyonel maçında kazanabilmek ve 3 puan almak büyük başarı. İkinci hafta Beta Çay Eynesil Belediyesi karşısında alınan galibiyet de inanın çok zor bir atmosferde geldi. Çünkü ilk maçı kazanmışsınız ilk kez 3. Lig’de seyirciniz önüne çıkıyorsunuz. Herkes size inanmış, transferler yapılmış ve insanlar sizden başarı bekliyor…

Anadolu Üniversitesi SK ne olursa olsun ilk iç saha maçını hatasız geçti ve puan kaybı sonrasında oluşabilecek bir “acaba” durumunun tamamen önüne geçti. Bu anlamda Anadolu Üniversitesi futbolcularının ve teknik heyetinin çok serinkanlı davrandıklarını ifade etmem gerek. Ayrıca tüm ekibi oynayandan oynamayana, hocasından malzemecisine kadar tebrik etmek istiyorum. Anadolu Üniversitesi SK öyle ezici bir futbol oynayarak Amber Çay Eynesil Belediyesi’ni yenmiş olmasa da takımın lige yavaş yavaş ısındığını çok net gördüğümü söylemeliyim.

İç sahadaki ilk maç öncesinde geçtiğimiz sezonu BAL 8. Grup’ta şampiyon olarak bitiren temsilcimizin şampiyonluk kupasını alması günün bir başka önemli olayıydı. Sonuna kadar hak edilen şampiyonluğun bir nişanesi olarak görülen kupanın bu kadar geç verilmesi bence çok yanlış. Fakat EASKF Başkanı Sadri Atam ağabey bu durumun tamamen TFF ile ilgili olduğu ve lig atlama, şampiyonluk gibi durumların netleşmeden kupanın verilmediğini daha önceki açıklamalarında dile getirmişti. Malum, Anadolu Üniversitesi SK geçen sezon baraj maçı oynamayı beklerken diğer grup birincileri gibi direkt TFF 3. Lig’e çıkınca kupa merasimi de Eynesil maçına kaldı. Varsın, geç olsun güç olmasın…

Kupa konusuna girmemin nedeni, kupanın şampiyon takıma şampiyon olduğunu hatırlatması açısından ve kazanılan unvanın yeniden, futbolculara bir motivasyon vermesi açısından önemli bir unsur olması. Maç öncesi alınan kupa tüm takıma büyük moral verdi. Ayrıca Eynesil futbolcularının centilmence şampiyonu alkışlaması da takdire şayan bir hareketti.

90 dakikaya gelecek olursak Anadolu Üniversitesi’nin başarılı hocası Sertaç Gezer, Eynesil Belediyespor karşısına; Bayram Kılıç, Abdullah Şahin, Rıdvan Coşkun, Enes Bağdemir, Ali Fırat Horasan, Halil İbrahim Yazğılı, Yasin Yener, Emirhan Subaş, Nizamettin Akgül, Umut Akpınar ve Okan Sarı 11’i ile çıktı.

Maçın henüz ilk çeyreğinde Sertaç Gezer, Pazarspor’dan bu sezon başı transfer edilen Okan Sarı’yı kanada tecrübeli Umut Akpınar’ı ise ileri uca çekti. Bu değişiklik takımın hücumunda büyük bir fark yaratmadı. Umut tecrübesiyle ve güçlü fiziği ile Okan’a göre biraz daha topu ilerde tutmayı başardı. Ancak bu küçük fark Anadolu Üniversitesi SK hücumlarına zenginlik kazandırmadı. Özellikle kanatlardan Nizamettin’in ortalarının bu maçta hedefi pek bulmaması da hücumda zorlanmamıza neden oldu. Teknik kalitesi yüksek olan ve iyi bir futbolcu olan Nizamettin bence en iyi gününde değildi. Tüm takım gibi o da harika mücadele etti ama ortaları ve şutları Eynesil karşısında etkili olmadı.

Orta alanın hem ileri bölgesinde hem de kendi sahamızdaki diğer yarısında topu rakibe çok net şekilde vermedik. Münferit bir iki pozisyon elbet oldu ama hakimiyet genel olarak temsilcimizde kaldı. Emirhan, Halil İbrahim ve Yasin üçgeni o bölgede iyi iş çıkardı. İşin savunma kısmına gelmeden takımda net bir golcü ve pivot santrafor eksiliği çok hissedildi onu da söylemek gerek. Bu durumun Onur Garip’in takıma bir 2 hafta gibi bir süre içinde (umuyorum ki) katılmasıyla olumlu anlamda değişeceğini düşünüyorum. Zaten ikinci yarının sonlarında oyuna giren Yiğit Kotan’ın ileri uçta diri ve fizikli bir oyuncu olması yorulan Eynesil Belediyespor savunmasını çok zorladı. Bu durum bile ileride fizikli bir ismin önemini bizlere işaret ediyor. Anadolu Üniversitesi’nin kanattan bol ortalı oyununa yüksek bir santrafor şart.

Savunmaya baktığımızda 4 isim de gayet kusursuz bir oyun ortaya koydu. Kaptan Ali Fırat hem ileride hem savunmada, yine yeni isimlerden sağ bek Abdullah ileride ve savunmada müthiş efor otaya koydu. İki bek de çok fazla hata yapmadı. Tandemde ise Rıdvan-Enes ikilisi tamamen güven veren bir oyun ortaya koydu. Kusursuza yakın bir performans olduğunu söylemek gerek. Elbette bunda Eynesil Belediye’nin vasatı aşamayan hücum aksiyonlarının da etkisi büyük. Şener’in sakatlığı nedeniyle kaleyi koruyan genç eldiven Bayram’a bu maçta çok kritik işler düşmedi. Ayrıca kale yoğun bir baskı yemedi. Yine de Bayram maç başında birkaç küçük hata yapmış olmasına rağmen gayet başarılı oynadı. Özellikle geri paslarda heyecanına yenik düşmeyerek topu sıkıntı yaratacak bölgelere göndermemiş olması Anadolu Üniversitesi’nin oyunu kurma aşamasında çok fazla sorunla karşılaşmamasını sağladı.

Takımda en pozitif görünen taraflara baktığımızda, ilk göze çarpan geçen sezondan gelen birlikte hareket etme, takımca mücadele etme özelliklerinin bu sezon da devam etmesi oldu. Futbolda en önemli başarı unsurlarından biri olan takım olma hissi bu sezon da devam ediyor. Takımın genel temposu sezon başı için gayet yeterli görünüyor. 65’ten sonra biraz oyundan düşüş olsa da İbrahim Zeytin, Yiğit Kotan gibi isimlerin oyuna girmesi takımın temposunu yeniden yukarıya çekmeye yetti. Zaten golü de İbrahim Zeytin attı.

Anadolu Üniversitesi’nin geçen sezonki kadrosunda da yer alan yetenekli isim İbrahim Zeytin maça girdi ve hem oyunu hem skoru değiştirdi. Ben İbrahim Zeytin’i bu maçta gerçekten çok beğendim. Pozitif noktalara bakmaya edersek takımın pas kalitesi gayet iyiydi. Çok fazla basit pas hatası veya baskı altında sürekli topu kaptırma gibi bir durum yaşanmadı. 90 dakikayı özetleyecek olursak Anadolu Üniversitesi SK gayet yeterli ve gelişmeye açık bir futbol ortaya koydu. Üstelik bu takıma sakatlıktan Mahmut Boz, Onur Garip, Şener Özcan ve yeni transfer Nuri Fatih Aydın gibi çok tecrübeli isimler de katılacak. Ben lige sıcak giren Anadolu Üniversitesi’nin daha da ısınarak yoluna devam edeceğini düşünüyorum.

Beta Çay Eynesil tarafına kısaca bakarsak rakip takım tamamen fizikli oyuncular ile sahaya çıkan rakip baskıya başlayınca kapanan ve topu veren tipik bir deplasman ekibi görüntüsü verdi. Erçağ kariyeri yüksek bir oyuncu olsa da fazla kiloları ve ilerleyen yaşı nedeniyle pek etkili olamadı. 90 dakika sahada kalması bile bence çok anlamsızdı. Elbette Eynesil’in vasatı aşamaması Anadolu Üniversitesi’nin başarılı performansından bir şey eksiltmez. Ama hatırlatmakta fayda var, bunu tabi ki Sertaç Hoca benden çok daha iyi biliyor; TFF 3. Lig 2. Grup’ta çok daha derli toplu güçlü rakipler var. O yüzden Sertaç Hoca’nın da hep dediği gibi sessiz, derinden ve ayakları yere basarak ilerleyen bir Anadolu Üniversitesi SK takımını sezon boyunca görebilmek, grupta başarıya giden altın anahtarlardan biri olacak gibi görünüyor.

Umuyorum ki şehrimizin futboluna değer katan Anadolu Üniversitesi SK bu sezon lige girdiği gibi galibiyetler ile yoluna devam eder.

Haftaya görüşmek üzere diyorum ve herkese sevgiler, saygılar sunuyorum.