Eskişehirspor Bölgesel Amatör Lig’e düştükten sonra kulübe sırt çevirenler olması gayet doğal. Elbette “Düşenin dostu olmaz.” Boş yere söylenmiş bir atasözü değil. Birçok kişinin Eskişehirspor’a sırt çevirmesi ve gemiyi terk etmesi Eskişehirspor’a aslında pek bir şey kaybettirmez. Aslolan Eskişehirspor’a gerçekten tutkuyla bağlı olan kötü gün dostlarının göstereceği gayretin tükenmemesi. Mesele maddi ve manevi Eskişehirspor’a gönülden destek olmak isteyenlerin yok olmaması. Lafta, sözde Eskişehirsporlu olanların kayığı hangi yöne giderse gitsin bir avuç sevdalı (maddi destek olmak kaydı ile) Eskişehirspor’u düştüğü bu makus durumdan kurtarabilir. Bunun en güzel örneklerinden birini bize Anadolu’nun köklü kulüplerinden Kocaelispor gösterdi. Yani, Eskişehirspor’un önünde bir Kocaelispor örneği var.
Neden Eskişehirspor’un önünde bir Kocaelispor örneği var diye ısrarla söylüyorum biliyor musunuz? Kocaelispor da tıpkı Eskişehirspor’umuz gibi oldukça köklü ve Türk futbolunda ses getirmiş bir camia. Türkiye Kupası şampiyonlukları olan bir dönem Süper Lig’de İstanbul takımlarının korkulu rüyası olan Kocaelispor tıpkı Eskişehirspor gibi büyük bir çöküş hikayesine imza attı. Kocaelispor hem hikayesiyle hem de başarıları ile ne kadar da Eskişehirspor’umuza benziyor değil mi?
Kocaelispor dibi gördükten sonra ise yeniden yükselişe geçmeyi başardı. Peki, Kocaelispor bunu nasıl yaptı? Kesinlikle çok kolay olmadı ama doğru stratejiler ekonomik darboğazdan henüz net olarak çıkamayan kulübü yine de üst liglere tırmandırdı. Kocaelispor’un çöküşüyle Eskişehirspor’un çöküşü arasında paralel olmayan tek nokta ise İzmit’te büyük yıkım yaratan 1999 Marmara Depremi’nin kulübe etkileri oldu. Tabi ki Kocaelispor’u düştüğü duruma getiren tek etmen deprem olmadı. Geriye kalan tüm olaylar neredeyse Eskişehirspor ile tamamen aynı şekilde ilerledi. Eskişehirspor’umuz belki acı bir depremden etkilenmedi ama basiretsizliğin sonucunu (ekonomik olarak) deprem kadar acı bir fatura ile ödedi.
Kocaelispor’un efsane başkanı Sefa Sirmen “Biz kulübü 25 yıl borçsuz ve başarılı bir şekilde yönettik.” şeklinde açıklamalar yapsa da Kocaelispor’un Sirmen döneminde de ciddi yaralar aldığını bilmeyen yoktur. Sirmen kulübü borçsuz idare etti ama İzmit ekibinin elindeki kaynakları ne kadar doğru kullandığı ciddi şekilde tartışılır. Aynı zamanda Sefa Sirmen’in elinde o dönem siyasi güç olması da Kocaelispor’un yükselişinde büyük pay sahibiydi. Futbola siyaset uzun yıllar önce karışmıştı aslında. Sefa Sirmen başkanlığındaki Kocaelispor sportif anlamda ciddi şekilde başarılı oldu. Bu nedenle ekonomik konular geri plana atıldı. Neyse, gel gelelim Sefa Sirmen dönemi sonrasına… Sefa Sirmen Kocaelispor yönetimini bıraktıktan sonra kulübün sıkıntıları daha net şekilde ortaya çıkmaya başladı. 1991-2002 yılları arasında aralıksız Kocaelispor başkanlığı yapan Sefa Sirmen, milletvekili oldu ve başkanlığı bıraktı.
Sirmen’in gidişi ile 1999 Marmara Depremi’nin kulübe negatif etkileri neredeyse aynı döneme geldi. Bu dönemde yönetime gelen isimler Kocaelispor’u bir şekilde ayakta tutmaya çalıştı. Kocaelispor 2002-2003 sezonu sonunda bugünkü TFF 1. Lig’e düştü. Bu dönemde depremin etkilerine ülkede yaşanan ekonomik krizin etkileri de eklendi ve İzmit ekibi futbolculara olan borçlarını ödeyemez hale geldi. TFF 1. Lig’de şampiyonluklar kaçıp, Süper Lig’e yükselme hedefi de hayal olunca Kocaelispor’da çöküş başladı. Kulüp futbolcularına olan borçları nedeniyle FIFA huzuruna çıktı. Kocaelispor bu dönemde tarihinin ilk puan silme ve transfer yasağı cezasını aldı. Kocaelispor bir şekilde bu çıkmazdan kendisini kurtardı ama 2007-2008 sezonunda yükseldiği Süper Lig’de kalıcı olamadı. Yeniden TFF 1. Lig’e düşen Kocaelispor hemen ertesi sezonda ise TFF 2. Lig’e düştü. Bu dönemde Kocaelispor başkanları olan Muammer Çelik ve Serkan Gürkan “zimmete para geçirmek” ve “usulsüzlük” suçlarından tutuklandı. Yani Kocaelispor’un soyulduğu tescillenmiş oldu. Hal böyle olunca İzmit ekibi 2009-2010 sezonundan sonra dibe doğru gitmeye başladı. 2011-2012 sezonunda ilk kez TFF 3. Lig’e düşen Kocaelispor bu ligde kalabilmek adına çok çetin mücadeleler verdi. 16-17 yaşında gençler ile puan silme ve transfer yasağı baskısı altında bir sezon ligde kalmayı başaran Kocaelispor, transfer yasağını kaldırmak adına şehirden maddi destek bulamayınca daha fazla direnemedi ve 2013-2014 sezonu sonunda Bölgesel Amatör Lig’e düştü. Zaten 2011-2012 sezonu başında İzmit ekibinin kapısına kilit vurulmak üzereydi ve kayyıma devredilecekti. Başkanlığa talip olan eski futbolcu Orhan Görsen ve yönetim kurulu kulübün kapanmasına engel olsa da düşüşe engel olamadı. Çünkü şehirden Kocaelispor’a her türlü destek kesilmişti. Hatta Körfez Futbol Kulübü’nün artık şehir temsil etmesi ve Kocaelispor’un kapanması gerektiğini savunanlar çoğunluktaydı.
Kocaelispor 2013-2014 sezonu sonunda düştüğü BAL’da iki sezon geçirdi. Bu dönemde başkanlığa gelen Bahri Yavuz ve yönetimi “amatör ligde profesyonel” bakış açısı ile kulübü yöneterek Kocaelispor için bir umut ışığı yaktı. Böylece şehir de yeniden Kocaelispor’a hem maddi hem de manevi destek vermeye başladı. “Sahipsiz” Kocaelispor bir grup cefakar ve vefakar insanın mücadelesi ile 2015-2016 sezonu sonunda Eskişehir’de oynanan yükselme maçı ile TFF 3. Lig’e çıktı. 2016-2017 sezonunda TFF 3. Lig’de mücadele ederken bir kez daha puan silme ve transfer yasağı cezası ile karşı karşıya kalan İzmit ekibi bu defa kamuoyu baskısı ile belediyelerin, şehrin ile gelenlerinin desteğini alarak maddi sorunları çözmeyi biraz olsun başardı ve cezadan kurtuldu. Kocaelispor’a taraftarın ve halkın desteği de tekrar yükselişe geçti. Kocaelispor bu ivmeyle birlikte TFF 2. Lig’e yükselme yolunda iki final oynadı ve ikisini de kaybetti. Kulüp mücadeleden vazgeçmedi ve Bahri Yavuz sonrası yönetime gelen Hüseyin Üzülmez önderliğinde Kocaelispor uzun yıllar sonra TFF 2. Lig’e yükseldi. 2020-2021 sezonu sonunda Engin Koyun başkanlığında TFF 1. Lig’e yükselen Kocaelispor, 2021-2022 sezonunda ligden düşse de yeniden, vakit kaybetmeden TFF 1. Lig’e çıkmayı başardı. Kocaelispor önümüzdeki sezon TFF 1. Lig’de iddialı olacak bir kadro kurmayı planlıyor ve Süper Lig’e çıkmayı hedefliyor. Bir camianın çöküşten yükselişe doğru giden hikayesi tam olarak bu şekilde.
Birkaç detay haricinde, yazının geride kalan kısmında Kocaelispor yerine Eskişehirspor yazsam fark edilmez bile o kadar benzer bir hikaye yaşadık ki İzmit ekibiyle maalesef sonumuz da aynı noktaya gitti. Uzun uzun Kocaelispor’un çöküş ve yükseliş hikayesini anlatmam da bu nedenle aslında. Nasıl Eskişehirspor, Kocaelispor gibi en dibi gördüyse yeniden küllerinden doğacak güce de sahip. Yeter ki mevcut yönetime güven olsun, biraz olsun maddi destek ve güçlü şekilde manevi destek verilsin. Onlar yaptıysa biz de yaparız. Bizim daha güçlü bir taraftarımız var buna inanın! Şehirden gelecek maddi ve manevi destekler ile Eskişehirspor’un küllerinden doğmaması için herhangi aksi bir sebep yok.
Erkan Koca ve yönetimi tıpkı BAL döneminde Kocaelispor başkanlığı yapan Bahri Yavuz yönetimi gibi “amatörde profesyonel hareket etme” ilkesine bağlı olacağını ısrarla ifade ediyor. Yine, Mustafa Akgören’den başlayarak kulübe gelen başkanlar Eskişehirsporlu duruşları ve tribüncü kimlikleri ile biliniyorlar. Mehmet Şimşek bir tribün lideri olmasa da onun da Eskişehirsporlu duruşu oldukça net. Kocaelispor’u da eski futbolculardan gelen yönetim hayata bağladı. Kocaelisporlu yönetimler eski günlerine döndürdü. Biz neden bunu başarmayalım? Eskişehirspor’a lütfen “sahip” çıkalım. Eskişehirspor efsanesi yaşamaya, Eskişehirspor ise İstanbul hegemonyası altında kalan Türk futbolunda “isyan ateşi”ni yakmaya devam etsin. Umuyorum ki yolun sonu şampiyonluk olsun. Bu gelecek şampiyonluk ise Eskişehirspor’un zirveye yeniden yükselişinin ilk adımı olsun! Eskişehirspor var olsun!
Herkese saygı ve sevgilerimi sunuyor, herkesi Eskişehirspor’a destek olmaya davet ediyorum…