Haber: Buğrahan Doğangil
Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayı "olağan" olmayan bazı durumlara sahne oldu. Partideki 13 yıllık Kemal Kılıçdaroğlu hakimiyeti yerini Özgür Özel önderliğindeki parti içi muhalif kesmin liderliğine bıraktı. Kemal Kılıçdaroğlu aynı zamanda CHP tarihinde kurultaya Genel Başkan olarak gelip mağlup olan 2. isim oldu.
1972'de Türkiye Cumhuriyeti'nin önemli kahramanlarından İsmet İnönü, genç Bülent Ecevit'e Genel Sekreter seçiminde kaybederek CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etmişti. Bu nednele o seçimde İsmet Paşa ikinci tura katılmamış ve koltuğu delegelerin yoğun teveccühüne uğrayan Ecevit'e bırakmıştı. Dün gece ilk tur oylaması sonrasında Özgür Özel'in 682, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 664 oy almasıyla İnönü-Ecevit arasındaki yarış akıllara geldi. Lakin uzun süre kulislerde ikinci turdan çekileceği konuşulan Kılıçdaroğlu 2. tura katıldı ve tarihi bir hezimete uğradı. İkinci turda Özel 812 oy alırken Kılıçdaroğlu ise 536 oyda kaldı. 2. Tur seçimi ile CHP Genel Başkan koltuğunu yitiren ilk isim olan Kılıçdaroğlu'nun partideki 13 yıllık hükümdarlığı da böylece sona erdi.
CHP Kurultayı "Değişicimler" grubunun zaferine sahne oldu
Özgür Özel'in etrafında toplanan ve parti içi değişimi savunan CHP grubu 38. Olağan Kurultay'dan zaferle ayrılan taraf oldu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik gibi CHP İstanbul örgütünün en önde gelen figürlerinin desteklediği, yine büyükşehirlerden ve parti içindeki güçlü muhalif isimlerden destek alan Özgür Özel tarihi bir işe imza atarak iki turlu seçim ile Kılıçdaroğlu'nu devirmeyi başardı. Bu zafer değişimciler tarafında büyük coşku ile karşılandı ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin yaşanan bu değişimle birlikte seçmen ile barışabileceği ve önüne çok daha umutla bakmak için ortadaki engellerin kalktığı konuları dillendirilmeye başladı.
Peki, CHP'de gerçek bir değişim yaşandı mı? Yoksa yalnızca, Kılıçdaroğlu tarafından kadrolarda düşünülmeyen isimlerin parti içi zaferini mi izliyoruz?
CHP'deki "değişim" ne denli bir değişim?
4 Kasım Cumartesi ile 5 Kasım Pazar gününü bağlayan gece, saatlerce süren seçimin sonunda CHP'nin yeni lideri Özgür Özel oldu. Uzun gecede Özel'in kurultay zaferi kadar konuşulan başka bir konu daha oldu. Kılıçdaroğlu'nun uzun yıllardır en yakınındaki isimlerden olan Özgür Özel ve yine partide Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile yol yürüyen birçok ismin değişimciler içinde yer alması oldu. Bu konu kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu. Vatandaşlar ve seçmenler "Özgür Özel ile CHP'de gerçek bir değişim yaşanabilir mi?" sorusunu hem seçim öncesi hem de Özel'in zaferinin hemen ardından sormaya başladı.
Elbette CHP içinde yer alan delegelerin çok büyük çoğunluğu Kemal Bey ile bir şekilde aynı yolu yürüyen isimlerden oluşması çok normal. Bu durum parti için tüzüğün getirisi. CHP'ye tabiri caizse 2 günde delege olup genel başkan seçiminde oy kullanılmıyor. Zaten bu nedenle de genellikle sadece CHP'de değil Türkiye'deki siyasi partilerin birçoğunda genel başkan girdiği seçimli kurultayı kazanıyor. Dün gece ise bir sürpriz ortaya çıktı ve Özel kazandı.
Buraya kadar her şey normal görünüyor. Fakat kamuoyunda hatırı sayılır bir bölüm CHP'de yaşanan değişişimi yeterli bulmuyor. Bu değişim yalnızca parti içi küskünlerin ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel seçimler sonrasında yeni dönemde aday olmalarını istemeyeceği isimlerin bir zaferi olarak nitelendiriliyor. Tabii ki CHP'nin böyle düşünen kesimi ikna etmesi için vakit çok erken. Özgür Bey önderliğindeki yeni CHP ne gibi adımlar atacak ve "değişim" sloganı gerçek bir değişim mi yaratacak yoksa parti içi denge değişikliği mi olacak bunu zaman gösterecek.
CHP seçmeni ve CHP'ye oy verme potansiyeli taşıyan vatandaşların ilk günden itibaren beklentisi ise parti içinde muhalif olan yalnız kendi sloganları olan "değişim"e kapalı görünen yapılarla, kişilerle de yola devam edilmemesi. Sayın Özgür Özel seçim galibiyetinde yanında yürüyen isimleri "yenilik" ve "değişim" adına bir atılımla saf dışı bırakır mı göreceğiz. Bu durum çok zor görünse de siyasette her an her şey olabilir.