Teknolojik aletlerin kullanımının yaygınlaşmasıyla cep, telefonu, tablet ve çeşitli iletişim araçları neredeyse her eve girmeye başladı. Günümüzde birçok işin yapımını kolaylaştıran ve insanlara rahatlık sağlayan teknolojik aletler, kitap okumayı sevenlere de çeşitli hizmetler sundu. Son yıllarda kitap okuma tabletlerinin rağbet görmesi ise basılı kitaplara olan ilgiyi azalttığı düşüncesini tartışılan bir konu haline getirdi. Tartışmaları açıklığa kavuşturmak isteyen sahaf çalışanı Özgür Özyürek, konu hakkında bilgiler paylaştı. Kitapçı ve sahaflardaki satış rakamlarında çok fazla bir değişiklik olmadığını ifade eden Özyürek, “Basılı kitap alma sayısı ne arttı ne de azaldı ama artması gerekiyor çünkü genç nüfusumuz çok fazla” dedi.
“E-kitaplar kitap okuma oranın çok düşmemesinde etkili”
Uzun yıllardır kitap satışı ile ilgilenen Özgür Özyürek, kitap okuma sayısının düşmemesinde gençlik edebiyatı olarak tabir edilen kitapların da etkili olduğunu söyledi. Teknoloji ile birlikte e-kitap kullanımının da arttığını dile getiren Özyürek, “Fiziksel olarak gelip buradan kitap alma düzeyinde çok dramatik değişiklik yaşamadık. Dramatik değişiklik yaşamadık derken, hem pozitif hem negatif anlamda dramatik değişiklik yaşamadık diyorum. Ne arttı ne de çok azaldı ama artması gerekir çünkü genç nüfus çok yüksek. Bir sürü yeni kitap çıkıyor, bir sürü yeni yayın çıkıyor, etrafta reklamlar dönüyor, yeni yazarlar ortaya çıkıyor ya da eski yazarların güzel kitapları ortaya çıkıyor. Kitap okuma düzeyinin değişmemesinin bir sebebi de, okullarda artık okumaya daha çok önem veriliyor. Yeni nesil sorularla beraber okuma ve anlama yeteneği çok daha büyük önem kazandığı için kitap okuma sayısı biraz düşmedi onu söyleyeyim. Şimdi gençlik edebiyatı olarak bu e-kitap tabir ettiğimiz kitaplar geldi. O e-kitaplar bu oranın çok aşırı dramatik düşmemesinde etkili. Genç kuşakta sosyalleşmenin bir aracı e-kitaplar oluyor, bu yüzden olumlu yansıyor. Hani en azından kitaptan bahsediyorlar. İyidir ya da kötüdür diye yargılamadan kitaptan bahsediyorlar. Çocuklar orada bir kitaptan bahsettikleri için o sohbete katılmak isteyen bir başka arkadaşları daha bahsedilen kitabı okuyor. O sayede de kitap okuma sayısında dramatik bir değişiklik yaşanmıyor” dedi.
“Türkiye bir sınav ülkesi”
Basılı kitap alışverişlerinde okulların etkisi olduğunu dile getiren sahaf çalışanı Özgür Özyürek, öğretmenlerin çeşitli ödev ve sınav yöntemleriyle kitap okumayı teşvik ettiğini söyledi. Türkiye’deki sınav sisteminin kitap okumayı gerektirdiğini ve okuma alışkanlığının e-kitaplar ile de kazanılabileceğini ifade eden Özyürek, “Telefon bağımlılığı başka bir tartışma konusu. O neredeyse artık yoksunluk krizi çekecek düzeye gelmiş çocuklar var. Bazılarını normal bir kitabın başına oturttuğu zaman olmuyor, okuyamıyor zaten. Bu internet araçları ve gençler için çıkan yeni kitaplar vesaire falan en azından bir okuma okur sayısının aşırı derecede düşmemesini sağlıyor. Kitap okumak gelecekleri için çok önemli bir şey. Çok da fazla bir şey söylemeye gerek yok çünkü Türkiye bir sınav ülkesi diyebiliriz. Liseye ve üniversiteye sınavla giriyorsun. Ayrıca bir sürü başka sınava girmek zorundasın ve bu yeni sınavların tamamının soruları uzun, yani eğer okuma alışkanlığı olan bir çocuk o soruyu 15 saniyede okuyorsa alışkanlığı olmayan bir çocuk 45 saniyede okuyor. O 30 saniye sizin hayatınızı belirliyor, çünkü sınav zamana karşı bir sınav. Bu sınavın şey süresi bir gün değil, 3 saatlik bir sınava giriyorsunuz. 3 saatlik bir sınavda belli sayıda soru cevaplamak zorundasınız. Bir kişinin okuma alışkanlığı yoksa, okuduğunu 15 saniyede anlayan adamla yarışma şansı sıfır” şeklinde konuştu.