Eskişehir’i yüzbinlerce turistin ziyaret etmesinin temel taşlarından birisi olan Tarihi Odunpazarı Evleri’nin bir kısmı yıkım riskiyle karşı karşıya. Restore edilen evlerin yakınında bulunan 130-140 yıllık binaları kamulaştırmak amacıyla girişimde bulunan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, bölge halkının büyük tepkisine neden oldu. Asırlık evlerin restorasyonu yerine yıkımı için mahalleliden mülklerini satmasını isteyen Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, bölge halkı tarafından tarihi dokunun kaybına neden olacağı için mahkemeye verildi. Her an yıkım riskiyle yaşayan bölge halkı ise içinde bulundukları duruma isyan etti.
İçinde bulundukları durumu diğer vatandaşlara duyurmak isteyen bölge halkı, yıkımı yapılmak istenen evlerin duvarlarına yazı astı. Duvarlara asılan yazılarda “Ben 110 yaşındayım. Ben kültürel mirasım. Belediyenin beni yıkmasına izin vermeyin. Yıkılıp, ‘Ytong’ ile kopyalanmama, yerime boş alan yapmalarına izin vermeyin. Ben restore edilebilirim. Beni yaşatın arkadaşım. Ben yüzyıllarca yaşayabilirim” ifadeleri yer aldı.
“Bu tarihi evlerin hepsini kamulaştıracağız, yıkacağız diyorlar”
Yaklaşık 73 yıldır Odunpazarı bölgesinde yaşayan Ekrem Yazıcı, yapılacak kamulaştırmayla birlikte tarihi yapının da ortadan kalkacağına tepki göstererek, “Buradaki evler 130-140 senelik binalar. Geldiler buraya, bu 140 senelik tarihi dokuyla oynama yapıyorlar. Bize niye sormadılar? Odunpazarı’nı yaptılar, bir dönemler Belediye Başkanı olan Burhan Sakallı’nın döneminde yaptılar. Ondan sonra evleri kendilerine verdiler, bizlere niye böyle bir şey demiyorlar? Buradan bir yol mu geçiyor? Köprü ya da başka bir şey mi geçiyor? Ben 73 senedir bu evde oturuyorum. Bu tarihi evlerin hepsini kamulaştıracağız, yıkacağız diyorlar. Sen burayı bana karşılaştırıp yıkınca aynısını verebilecek misin? Yaptıkları yerleri görüyoruz. Yutong tuğlalarla yapıyorlar. Ondan sonra turistler soruyorlar, ‘Burada tarihi evler nerede’ diyorlar. Biz de kendilerine cevap veremiyoruz, ‘böyle tarihi doku mu olur’ diye soruyorlar. Belediye başkanımızın bir tarihte televizyon kanalında kendi söyledi. Şarkiye, Dede ve Akarbaşı gibi mahallelerde insanlar adıyla anılmaz, lakabıyla alınır diye. Müftüler, hacı fıçılar, efeler ve hacı musa gibi lakaplar kayboldu gitti. Lakaplar zaten gidiyor. Yıkım olursa tarih de yıkılacak, bu nasıl bir düşünce bilemiyorum. Ama onu konuştunuz sayın başkan. Sonra topu Kültür Bakanlığı'na atıyor, onların değerlendirdiğini söylüyor. Ama bir bakıyoruz, kimsenin haberi yok. Kendi kafasına göre mi yapıyor bilmiyorum” dedi.
“Sürekli bir endişe içerisindeyiz”
25 yıldır yaşadığı Tarihi Odunpazarı Evleri için endişe duyduğunu belirten Doğan Emeklikol, “Bu mahalle eski mahalledir. Buralar yıkıldığı zaman ev sahipleri ve kiracılar mağdur olacak. Mesela şu anda ben kiracıyım. Burası yıkıldığı zaman ev aramaya kalksam nereden bulacağım? Ben emekli adamım, belediyenin buna bir çare bulması lazım. Biz mahalle olarak buna karşıyız. Turist gelmesine karşı değiliz ama bu mıntıkaya yeteri kadarıyla turistik yer yapıldı. Buralar yıkılacak, sonra ne olacak? Gene buralar park mı olacak? Zaten bir sürü park, müze ve gezilecek yerlerimiz var. Buradaki tüm komşularımız mağdur durumda. Sürekli bir endişe içerisindeyiz. Ben kiracı olarak üzülüyorum, ev sahibine daha çok üzülüyorum. Buraları istimlak ediyorsun ama bunun karşılığını verebiliyor musun sen? Vermiyorsun. Bu vatandaşa, bu ev sahibine hak ettiği parayı verdiğin zaman ama bu adam böyle bir ev alabilecek mi? İmkânı yok. Burayı yıkıp da ne yapacak? Yeşil park mı yapacak, iş hanı mı yapacak” dedi.
“2011’den bu yana da huzurumuzu kaçırdılar bizim”
Uzun yıllardır yaşadıkları mahallede Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin kamulaştırma adı altında yıkım yapmak istemesinden dolayı büyük mağduriyet yaşadıklarını belirten Mevlüt Ataş ise şu ifadeleri kullandı: “Bu zamana kadardır oturuyoruz. 2011’den bu yana da huzurumuzu kaçırdılar bizim. Binalarınızı istimlak edeceğiz, şunu yapacağız, bunu yapacağız diyorlar. Mahkemeye verdik ve kazandık. Elhamdülillah bilirkişi raporuyla mahkemeyi de kazandık. Ama bizim kazandığımız davayı kamu yararı diyerekten bir üst mahkeme bozdu. Biz bunlardan mağdur oluyoruz. Oturduğumuz evin benzerini almamız mümkün değil. Biz bu kamulaştırmaya onun için karşıyız.”