Atila Biçer, yaptığı açıklamada öncelikle mağduriyet yaşayan vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Projenin, özellikle yüksek enflasyon ve kamu kurumları arasındaki uyuşmazlıklar nedeniyle alıcı ve satıcıyı karşı karşıya getirdiğini belirtti. Biçer, şunları söyledi:

“Dar gelirli vatandaşlar için umut ışığı olarak lanse edilen bu projeler, zaman ve ekonomik şartlar nedeniyle sonuca ulaşmaktan uzak kalıyor. Devletin işi esnafı ya da müteahhidi bitirmek değil, hem vatandaşını hem de esnafını korumaktır.”

“Projeler Şehrin Müteahhitlerine Verilmeli”

Biçer, projelerin yerel müteahhitlere verilmesi gerektiğini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

“Bu tür projeleri işi bilen müteahhitlere ve özellikle kendi şehrimizin müteahhitlerine verdiklerinde hem şehir kazanır hem de vatandaş, muhatap olacak kişi ve kurumlara ulaşabilir. Devlet mekanizması bu projeleri kontrol altında tutmalı, böylece mağduriyetler önlenir.”

TOKİ ve Belediyeler Arasındaki Uyuşmazlıklara Dikkat Çekildi

Belediye ve TOKİ arasındaki uyuşmazlıkların, özellikle Huzur, Erenköy ve Karapınar gibi bölgelerde vatandaşları mağdur ettiğini ifade eden Biçer, şu noktaları dile getirdi:

“Şehrimiz bir fay hattı üzerinde yer alıyor. Bu tür projeler devlet, yapı denetim firmaları, çevre şehircilik birimleri ve belediyeler tarafından ortak şekilde denetlenmeli. Kısım kısım ödemeler yapılırsa vatandaşlara kolaylık sağlanır, şehrin kendi müteahhitleri de kazanır. Devlet, müteahhitlik değil devletlik yapmalı. Müteahhitler olarak biz de işimizi yapalım.”

“Devlet Daha Etkin Rol Almalı”

Açıklamanın sonunda, projelerde yaşanan sorunların giderilmesi ve benzer mağduriyetlerin tekrar yaşanmaması için devletin daha etkin rol alması gerektiği vurgulandı. Biçer, bu tür projelerin ancak etkili denetim ve doğru işleyişle başarılı olabileceğini belirtti.