Etkinlikte konuşan Başkan Kurt, Yenikent’in öğretmenler tarafından oluşturulan bir mahalle olduğunu söyledi. “Bizleri yetiştiren, bizlere hayatı öğretenlerimizin ağırlıklı biçimde örgütlü olarak kurmuş oldukları bir mahalle. Ve bu örgütlülüğü Türkiye'de en iyi sürdüren mahalle. Onun için Yenikentliler bizi anlıyor. Biz onları anlıyoruz, biliyoruz” diyen Başkan Kurt,  seçim öncesinde Yenikentlilere Odunpazarı’nda yaptıkları çalışmaları hatırlatmak istediklerini ifade etti. Katılımcı, şeffaf ve demokratik bir belediye yönetimi istediklerinin altını çizen Başkan Kurt, bu yönetim anlayışını uygulamaya çalıştıklarını söyledi. Başkan Kurt, Yenikent’in hem kooperatifle hem dernekle hem mahalle meclisiyle hem de muhtarlıkla belediye yönetimine en iyi katkı sunan mahalle olduğunu vurguladı. “Yenikent'te pek çok iş yaptık ve bu işleri yaparken kooperatifimizin taleplerini değerlendirdik. Kooperatif yönetimiyle birlikte, dernekle beraber etkinlikler düzenledik. Yine bu salonlarda hep anlattık. Öğretmenler Parkını birlikte yaptık. Yenikent Kapalı Pazar Yeri ve Kültür Merkezi adını 100. Yıl Kültür Merkezi olarak birlikte koyduk. Cumhuriyet’in 100. yılında Eskişehir'in en büyük yatırımı olan bu kültür merkezini, kısa sürede bitireceğiz. İnşaatı sıkıntısız bir biçimde devam ediyor. Belki bu tür bir toplantıyı bundan sonra orada yapacağız, çünkü orada salonlarımız var. Orada hep birlikte kullanacağımız alanlarımız var. Orada ticaret merkezi var. Orada sinema, tiyatro salonlarımız olacak. Yenikent'e yaraşır bir eser olacak” diyen Başkan Kurt, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“YENİKENT’TE GERÇEKLEŞECEK DÖNÜŞÜMÜ BİRLİKTE YAPALIM”

“Yeni dönem için Yenikent, Kılıçoğlu Anadolu Lisesi'nin yanında bir arsamız var orada. Bazı projelerimiz var, düşüncelerimiz var ama en büyük proje Yenikent’in dönüşümü olacak. İmar planları çalışmaları büyük ölçüde tamamlandı. Yenikent'i Türkiye'ye, Eskişehir'e örnek bir biçimde dönüştürmeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Hem Eskişehir'e örnek olsun, örgütlü gücün ne olduğu görülsün, hem de eskimiş olan bu binaları artık yenileyelim. Üstelik ekonomik olarak da sizi çok sıkmadan.” Konuşmasında TOKİ’ye de değinen Başkan Kurt, “Türkiye'de TOKİ diye bir kurum var. Bu yoksul insanlara sosyal konut üretmek amacıyla kurulmuş bir kurum. Ama ne yazık ki müteahhitlik yapıyor. En pahalı evleri, en pahalı daireleri, en pahalı villaları TOKİ yapıp satıyor. Müteahhitleri zenginleştiriyor. Arada başkaları da zenginleşiyor ama insanlar için yoksulluk diz boyu. On yıldır Karapınar'da TOKİ ile mücadele ediyorum. TOKİ'nin yanlışlarını anlatmaya çalışıyorum. İki hafta önce yeni yapılan TOKİ konutlarında vatandaşın isyanını gördük. Özel bir müteahhitle anlaşırsanız, konut alırsanız bankadan kredi alırsanız beş yıl sonra ya da yüz ellinci ayda kaç lira taksit ödeyeceğinizi biliyorsunuz. TOKİ'de bilmiyorsunuz. Çünkü TOKİ'nin taksitleri 6 ayda bir artıyor. Vatandaşı kandıran bir devlet olmaz. Ama ne yazık ki TOKİ vatandaşı kandırıyor. Ve isyan çıktı. 240 ay vadeli ev vereceğiz diye kura çektirdiler. Şimdi taksit miktarı arttıkça zaten yoksul olan vatandaş taksitleri ödeyemez hale geliyor. Böyle devlet olmaz. Bu nedenle Yenikent’te gerçekleşecek dönüşümü birlikte sağlamamız lazım. Bunu da yaparız. Çok da iyi yaparız. Hepimizin geleceğiyle ilgili sıkıntıları aşarız” diye konuştu.

“SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ ÖNE ÇIKARAN SOLCU, SOSYAL DEMOKRAT BİR BELEDİYEYİZ”

Yenikent Kooperatifinin yaşlı bakım projesine de değinen Başkan Kurt, belediye olarak bu projeye gereken desteği vereceklerini söyledi. “Öğrendik biz bu işi. Hem Koca Çınar Yaşam Merkezlerimizde hem de Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezimizde çok güzel bir sistem kurduk. Türkiye'de devlet sosyal devlet olmaktan çıkmış herkes sokakta ya da sıkıntı içerisinde, biz sosyal belediyeciliği öne çıkaran solcu, sosyal demokrat bir belediye olarak bu işe de el attık. Şu anda Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezi Eskişehir'in en büyük yaşlı bakım merkezi. Bunu hayata geçirmek bize kısmet oldu. O nedenle ben bütün mesai arkadaşlarıma, meclis üyelerime teşekkür ediyorum. Bundan sonraki dönemde çok daha farklı hizmetleri hep birlikte gerçekleştireceğiz” diyen Başkan Kurt, konuşmasına şu sözlerle sürdürdü: “Odunpazarı Belediyesi çalışan ama aynı zamanda da tasarruf eden bir belediye. Odunpazarı Belediyesinde sadece araç müteahhitlerini devreden çıkardık, bütün araçları satın aldık. Beş yılda 253 milyon lira tasarruf ettik. Yenikent'teki kültür merkezini o parayla yapıyoruz. Doğru işleri kendi işçilerimizle ürettik. Kendi memurlarımızla planladık. Tüm bu işleri, böylelikle ortaya çıkardık. Her işten en az yüzde 25 olan müteahhitlik kârı Odunpazarı Belediyesi'nin kasasında kaldı. Onunla da biz kreşler yaptık.

 BEŞİKTEN MEZARA KADAR BÜTÜN İHTİYAÇLARI GİDERECEK BİR SOSYAL BELEDİYECİLİK YAPIYORUZ

 Şu anda 18 kreşimiz oldu. 1200 çocuk bizim kreşlerimizde eğitim görüyor. Yakında Üniversite Evlerine içine iki sınıflık bir kreşi daha açıyoruz. Şerife Erkara isimli bir hayırseverimizin bize yardımıyla yaptığımız kreşin inşaatı bitiyor. Bir kreşin temelini atıyoruz, ihalesini yaptık. Cumhurbaşkanı'nın tasarruf genelgesi yayınlayıp, kreş yapmayın demesine rağmen, Odunpazarı Belediyesi bu kreşleri yapıyor. Onun için biz beşikten mezara kadar bütün ihtiyaçları giderecek bir sosyal belediyeciliği yapıyoruz. Halk Merkezleri ve kreşlerimizde görevli 139 öğretmen görev yapıyor. Hem istihdama katkı sunuyor hem de toplumun ciddi bir ihtiyacını gideriyoruz. Bugün özel sektör piyasasındaki kreş ücretleri 12-13 bin lira. Bizim Odunpazarı Belediyesi'nde bunun yarısından daha az. Dolayısıyla biz doğru işleri, doğru hamleleri, doğru insanlarla yaptık. Önümüzdeki süreçte sizin desteklerinize güveniyoruz.

“YASAKLAR ÇOĞALDI DEMOKRASİ AZALDI!”

Daha çok meclis üyesi çıkaralım. Daha garanti bir seçim kazanalım ki iktidarı zorlayalım, dengeleyelim. 14 Mayıs'ta kaybettik. 2028’e kadar merkezi hükümeti teslim ettik. Belediyeleri kazanarak bir denge oluşturmazsak, felakete dönüşür. Bu felaketi önlememiz lazım. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinden asla vazgeçemeyiz, vazgeçmeyeceğiz.  Ama bu iktidarın da, bu ülkeyi nasıl yoksullaştırdığını siz biliyorsunuz. Piyasa biliyor. Yoksulluk insanları sıkıntıya sokan bir şey. Ama bu iktidar yoksulluğu önleyeceğim diye geldi. Bu hale getirdi. Yolsuzluğu önleyeceğim diye geldi, Türkiye'deki yolsuzluğun haddi, hesabı kalmadı. Yasakları bitireceğim diye geldi, her şey yasak. Yasaklar çoğaldı, demokrasi azaldı. Bunun karşılığında 31 Mart'ta halkımız bizlere destek vererek iktidarı engelleyecek, durduracak, frenleyecek. Başka çaremiz yok.”