Lootbox ve Mikrotransactionların Oyun Dünyasına Etkileri
Günümüz video oyunları arasında son yıllarda popülerleşen en önemli para kazanma stratejileri denince ganimet kutuları ve oyun içi satın alımlar akla geliyor. Lootbox yani ganimet kutularını belli bir ücret karşılığında açabileceğiniz ve içinden “rastgele” ürünler çıkan kutular olarak tarif edebiliriz. Yani aslında bu yolla oyunlar gitgide casino temelli oyunlara yaklaşıyor. Örneğin 7 Slots giriş adresi üzerinden oynayabileceğiniz birçok oyunda da lootbox mantığına yakın oyunlar bulabilirsiniz. Bu sebeple ganimet kutuları ve oyun içi satın alımlar birçok etik tartışmayı da beraberinde getiriyor.
Microtransaction ve Lootbox Hangi Oyunlarda Bulunuyor?
Microtransaction yani oyun içi satın alımlar ise bir özelliğe doğrudan erişim, hızlı erişim, bir özelliği hızla geliştirme gibi amaçlarla oyuna küçük miktarlarda yaptığınız ödemeleri ifade ediyor.
Lootbox kavramını en popüler hale getiren oyunların başında Fifa’nın online sürümünde yer alan Ultimate Team geliyor. Ultimate Team’de takım için oyuncu kartlarını paketler halinde alıyorsunuz ve içinden belli olasılıksal ihtimallere göre oyuncular çıkıyor.
Yani lootboxlar genellikle daha da heyecan yaratıyor. Kutuları / kartları açarken yaşadığınız heyecanı keşfeden yapımcılar birçok oyuna bu özelliği entegre etmeye başladı. Bu sayede hem şans faktörü artıyor hem de oyuncuların daha fazla para harcama ihtimali yükseliyor.
Oyun içi Satın Alımların Sektöre Etkileri
Lootbox’ların temelde kumara benzeyen bir yapısı olmasının bağımlılığa yol açtığı ve kumar benzeri regülasyonlarla tabii olmasını isteyen farklı ülkelerde birçok toplumsal örgüt bulunuyor. Eğer bu baskılar sonuç verirse bazı oyunların lootbox’ları devreden çıkarması gerekebilir ya da en azından kumar yönünü çok daha azaltması gerekebilir. Şu an için ganimetlerin rastgeleliğinin kumar benzeri bir his yarattığı bir gerçek. Özellikle 18 yaşın altındaki oyuncular için bu oyunların tehlike içerdiğini söyleyenler var.
Pay - to Win Mantığı Sektörü Nasıl Değiştiriyor
Oyun içi satın alımlar sayesinde uzun süreler bekleyebileceğiniz ya da geliştirmek için saatler harcamanız gereken bazı özelliklere anında erişebiliyorsunuz. Bir oyuncu olarak bundan keyif alanlar da olabilir fakat diğer oyuncular açısından da emeğin anlamını yitirdiği bir durum ortaya çıkıyor. Yani pay to win “kazanmak için harcama” kavramı sektöre yerleştikçe birçok etik sorun da gündeme geliyor.
Lootbox Çevresinde Dönen Etik Tartışmalar
Öncelikle bilgisayar oyunları yıllardır aslında beceri ve mekaniğe göre şansa dayanıyordu. Genellikle daha uzun süre vakit geçirmek ödüllendiriliyordu fakat özellikle mobil oyunlarda yaşanan gelişmeler başta mobil oyunlar olmak üzere konsollarda da pay to win kavramını gitgide yaygınlaştırdı.
Oyun yapımcıları bu durumdan oldukça mutlu. Çünkü yapımcılar artık bir kez para kazanmak yerine artık düzenli oynayan oyunculardan daha çok para kazanabiliyor ve bunu sürekli hale getirebiliyorlar fakat oyuncular için bu durum hem maddi bir külfet yaratıyor, hem de adaletsizliği arttırıyor. Artık oyunlarda harcamanız gereken saatleri satın alabiliyorsunuz. Bu da etik olarak sektörü maalesef kökünden değiştiriyor.
Sanal Para ve Değer Problemi
Özellikle ücretsiz edinilen oyunların ücretsiz gelmesi küçük oyun içi satın alımların daha kolay yapılmasını sağlıyor. Özellikle genç yaştaki insanlar para harcamanın çok kolay olduğu mobil oyunlarda farkında olmadan büyük paralar harcayabiliyor.
Tek tuşla ödemenin yapıldığı, kredi kartı numarasının bile önceden girili olduğu mobil cihazlarda ne kadar para harcandığı gözden kaçabiliyor. Aynı zamanda ganimet kutularının rastgelelik mantığı sebebiyle bazen yapılan bu yüksek harcamalar bile oyuncuya beklediği faydayı sağlayamayabiliyor. İşte tam anlamıyla bir kumarbaz çıkmazı da bu noktada oluşuyor.
Oyun Geliştirmede Lootbox ve Microtransaction Etkisi
Oyun içi satın alım konusu yaygınlaştıkça geliştirme sürecinde de bu 2 öğeyi hikayeye nasıl adapte edilebileceğini düşünmeye harcanan zaman oldukça arttı.
Artık oyunların henüz geliştirme aşamasında bile hangi öğelerin sonradan satın alma yoluyla dahil edilebileceği tartışılan bir konu haline geldi. Bu da hikayeyi ve oynanış deneyimini etkiliyor. Oyun sektöründe çalışan birçok kişi de oyunlardaki hikayelerin bu sebeple geride kaldığını ve asıl zaman harcanması gereken konulara mesai harcanamadığından şikayetçi.
Sektör Regüle Olacak Mı?
Oyun için satın alımlara ve lootboxlara karşı yapılacak çeşitli regülasyonlarla konuşulsa da aslında yasal olarak müdahale edilebilecek tek konu lootbox ve kumar bağlantısı sebebiyle bazı oyunların yaş sınırı almasıdır.
Şimdilik bunun haricinde oyunların herhangi bir şekilde farklı bir yöne gitmesini beklemiyoruz. Oyun içi satın alımların etik olarak devam ettiği düzen ise dekoratif amaçlı yapılan alışverişlerdir.
Oyunda fonksiyonellik olarak bir artısı bulunmayan fakat dekoratif olarak size getirisi olan ürünlerin alım satımı hem şirketlerin oyundan ekstra para kazanmasına hem de oyuncuların etik olarak bu durumdan zarar görmemesini sağlamaktadır. Uzun vadede oyuncuların talebi bu yönde olsa da şirketlerin bu konuda nasıl adımlar atacağını önümüzdeki yıllar gösterecek.
Etik ve Kârlılık Arasındaki Denge
Sektörı yıllar geçtikçe daha da büyüyen bir endüstri olsa da aynı zamanda iflasların, batmalar da sık sık yaşanıyor. Bir oyuna harcanan emek oldukça büyük. Bu emeğin karşılığını almak isteyen yapımcılar da bu süreçte maksimum kazancı hedefliyor. Bu sebeple önümüzdeki yıllarda fiyatların arttığı buna karşılık microtransactionların azaldığı bir sektör da bizi bekliyor olabilir.
Yine de oyuncuların da bu konudaki beklentileri ve bu beklentileri ciddiye alan oyunların öne çıkmaya başladığını görürsek önümüzdeki yıllarda lootbox’ları oyunlarda daha az görmeye başlayabiliriz ya da lootboxların oyuncular açısından daha kârlı ve kazançlı hale gelmesi de yapılabilecek değişikliklerden biri olabilir.
Pay to Win kavramı sektörün bir gerçeği olarak hiçbir zaman kaybolmayacak olsa da oyunlara daha uzun süre emek harcamak isteyen oyuncuları da gözeten birçok firmanın da varlığını güçlenerek sürdüreceğine eminiz.