Kısaca sizden dinleyelim mi kimdir Cansın Arıcan?
13.03.1988 yılında doğdum. Neşeli ve çok sevildiğimi sonuna kadar hissettiğim çocukluk ve gençlik dönemim oldu. Güzel, sevgi dolu bir aileye sahip olmak, her çocuk için kendi yolunu çizerken içi rahat hareket edebilmesi için en önemli faktör bence. Bu nedenle çok şanslı biri olarak görüyorum kendimi.
Üniversite yıllarına kadar mesleğim ve geleceğim ile ilgili çok sık karar değiştiren bir yapım vardı. Sonunda, Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazandım ve severek de okudum. Üniversite yıllarında okuduğum bölümle alakalı çok aktif olsam da, sonrasında bölümüme yönelik bir iş arayışım olmadı.
Mezun olduktan hemen sonra kurumsal bir şirkette çalışmaya başladım fakat uzun sürmedi ve 2 yıl sonra ayrıldım. Bu süreçte evlendim ve çalıştığım yerden ayrıldıktan sonra çocuk sahibi olmaya ve çocuğumu da bir süre kendim büyütmeye karar verdim. Zaten hayatımdaki en önemli olay, bir evlat sahibi olmamdı. Sonraki tüm süreç ve o güne kadar hayatımla ilgili olan fikirlerim büyük ölçüde değişti ve ben o değişimin ortasında yine kararsızlık seviyem zirve haldeyken kalakaldığımı hissettim. Çocuğumla doya doya ilgileniyordum, annelik hayatımda hissettiğim en güzel duygu idi fakat hayatımı nasıl devam ettirmem gerektiği ile ilgili en ufak bir fikrim yoktu. Ne yapmayı seviyorum, nasıl bir iş beni mutlu eder, nasıl bir adım atmalıyım gibi sorular beni çok yormaya başlamıştı. O dönemlerde kendi işime sahip olma fikri beni derinden etkiliyordu aslında ama bahsettiğim gibi, hem ben “ne yapabilirim” konusunda kararsızdım hem de kendi işimi kurma konusunda fikir alabileceğim, kendi işini kurmuş, bazı zorlu yollar hakkında bana akıl verebilecek, tecrübesini aktarabilecek kimse yoktu etrafımda.
Betonevi fikrine kadar hangi yollardan geçtiniz? Bize iş yaşamınızın kilometre taşlarını anlatabilir misiniz?
Beton Evi, pandemi sürecinin başlarında, hepimizin tamamen evlere kapandığı bir dönemde ortaya çıktı. Beton Evi fikrine kadar, ben çocuğumu çoktan 4 yaşına getirmiştim ve bazı iş müracaatları yapmaya başlamıştım. Ama bu müracaatların bir çoğu içime aslında sinmeyen ve uzun vadede mutlu olmayacağımı bildiğim işlerdi. Sadece, iş hayatından çok daha fazla uzaklaşmamak ve aslında bunca süre sonunda iş bulmakta gittikçe zorlaşan bir kısır döngüye girmekten korktuğum için atılan adımlardı. “ Her işte bir hayır vardır” sözünü, biz hem aile hem iş hayatımızda çokça tecrübe ettik. Benim içime tam anlamıyla sinmeden başvurular yapmaya başladığım dönemde Pandemi süreci başladı ve tüm dünya evlerine kapandı. Benim iş başvurularım rafa kalktığı gibi, İç Mimar olan eşim de o dönemde işsiz kaldı.
Pandemide, hepimizin ev içerisinde sıkıntıdan kendimize aktivite yarattığımız dönemde, eşim de hobi olarak beton objeler dökmeye başlamıştı evimizin bir köşesinde. Betondan mumluk, tütsülük…vb. gibi küçük objeler yapmaya başlamıştı. Bu süreçte beton objelere karşı ilgimiz oluşmaya başladı ve aslında dünyada beton malzemesinden yapılan dekoratif objelerin ne kadar yayılmaya başladığını gördük. Bazı ülkelerdeki beton tasarımcılarını takip etmeye ve online olarak eğitimlerine katılmaya başladık. Bir gün, sosyal medyada bir sayfa açmaya karar verdik. İşsiz kaldığımız ve firmaların da kolay kolay personel almadığı pandeminin o ilk ve korkutucu günlerinde, hem sağlık anlamında yaşadığımız endişeler, hem de işsiz kalmanın verdiği o duygu durumuyla harekete geçtik birden.
Eşim, sürekli yeni fikirler üreten, işine çok güzel konsantre olan ve benden çok çok daha fazla girişimci ruha sahip biridir. Bizim evin ana girişimcisi O’dur. Ben de, yazıp çizmeyi, insanlarla daha fazla birlikte olabileceğim işleri seven biriyimdir. Beton Evi, aslında bu iki gücün birleşiminden oluştu diyebilirim.
Biz, bir sosyal medya hesabı açtık. Çok çok az bir takipçi kitlesiyle, yaptığımız ürünleri paylaşmaya ve yazıp çizmeye başladım ben. Dekoratif objelerle başlangıç yaptığımız için, az da olsa insanların dikkatini çekmeye başladı bir süre sonra. Derken, Baumit ile yollarımız kesişti. Her yıl düzenledikleri ödül törenleri için tasarım ödül/plaket tasarlamamızı istediler ve aslında tüm bu sürecin esas başlangıcı ve benim de güzel bir adım atmamı sağlayan ilk büyük kilometre taşı Baumit oldu. Bizden istenen tasarım ödül/plaketi güzel bir şekilde teslim ederek henüz daha iş yerimizi kurmamışken, kurumsal anlamda ik işimizi gerçekleştirmiş olduk.
Ardından, resmi olarak Beton Evi’ni kurdum ve bir dükkan kiraladım. Genelde, beton malzemesi soğuk gelir insanlara ama biz o küçücük dükkanda çoğu zaman gece geç saatlere kadar çalışarak orayı sıcacık bir hale getirdik. Bu süreçte, KOSGEB’e müracaat ettim ve kadın girişimci olarak “İleri Girişimcilik” eğitimini tamamlayarak, belgemi aldım. Sonrasında, bir iş planı ve proje hazırladım kendime ve KOSGEB mülakatına davet edildim. Doğrusunu söylemek gerekirse, çok iyi ve uzun süre hazırlanmama rağmen mülakatta oldukça zorlandım fakat başarılı oldum. Bu mülakat sonrasında KOSGEB’in sağladığı geri ödemesiz destek sayesinde ihtiyacım olan araç gereçlerimi alarak yoluma devam ettim.
Beton Evi 26.05.2021 tarihinden bu yana, gerek bireysel, gerekse kurumsal müşterilerine hizmet vermekte.
Kurumsal anlamda tasarım ödül/plaket ve yine kurumlara özgü tasarım promosyon ürün yaptığım bu süreçte:
- AYK Yapı Kimyasalları Yeni Yıl Projesi
- Günkem Yeni Yıl Projesi
- Ardex Kadınlar Günü Projesi
- Lyksor Kimya Tasarım Ödül/Plaket
- Baumit, 2021 ve 2022 yılları ödül törenleri için tasarım ödül/plaket
Hizmetlerinde bulundum.
İyi bir eğitim almış ancak pandemi sürecinde iş hayatında zorlanmış evli ve bir çocuk sahibi olan çiftin, sıfırdan başlayarak emek emek kurduğu ikinci evleridir Beton Evi. Eşim, birkaç ay benimle çalıştıktan sonra kendi alanında tekrar bir işe başlayarak yoluna devam etti. Bu süreçte, kendi işimin başında, öğrenmeye ve yenilikleri takip ederek kendimi ve işimi hep güncel kalmaya zorlayarak yoluma keyifle devam etmekteyim.
Bu süreçte, işime çok katkısı olacağını düşündüğüm Yaşam Koçluğu ve Sanat Terapisti eğitimlerimi de tamamlayarak kendimi geliştirdim. İşinizde ne kadar iyi olursanız olun, dünyadaki en farklı ve en güzel ürünü tasarlayıp üretseniz dahi, müşterilerle güzel ve doğru ilişki kuramadıktan sonra o işi başarıyla sürdürebilmeniz mümkün değildir. Bu nedenle, her ne kadar üretime dayalı bir iş yaparsam yapayım, insan ilişkilerinde kendimi geliştirebilmek ve bu konuda yeni eğitimler almak öncelikli hedefim. Duygusal bir yapıya da sahip olduğum için, müşterilerimle bu güne kadar çok güzel iletişimim oldu. Duygusal iletişimi de kaybetmeden profesyonel olabilmek için gelişmek, işimin en önemli sac ayağı bana göre.
İş yaşamında başarılı olmak için kendinize koyduğunuz öncelikli hedefler nelerdi?
Öncelikli hedefim her zaman, ailemin de beni üzerinde dura dura yetiştirdiği üzere, işimi doğru ve dürüst bir şekilde gerçekleştirmek oldu. Gerek kurumsal, gerekse bireysel tüm işlerimde, iş hayatındaki ilk yılım olmasına rağmen denemekten, yanılmaktan maddi/manevi risk almaktan korkmadım. İşim konusunda, öğrenmeye açık bir insan olduğum için yeni fikirlere hep açık oldum ve denemekten hiç çekinmedim.
Beton Evi’nde, tasarım beton objeler ve kurumsal yenilikçi tasarımlar konusunda kendimi daha çok geliştirmek öncelikli hedefim. Bunun yanı sıra, üç boyutlu duvar karosu, beton zemin ve beton görünümlü duvar sıvaları konusunda da yaptığım işleri daha çok geliştirip, yenilikleri takip edip, işin inşaat kısmına daha çok girebilmeyi de çok istiyorum.
Kadın girişimci olmanın zorlukları neler ve hatta genel olarak girişimciliğin karanlık yüzünden bahsedersek bunları nelerle netleştiririz?
Ben, kendi işimi kurma sürecinde zorluklardan ziyade, kolaya açılacak kapıların üzerinde durduğum için, devlet tarafından verilen destekleri, bankaların teşviklerini…vb. çok iyi araştırıp öyle devam ettim yoluma. Bunların hepsi basamak basamak, sürecinize ve yaptığınız işe göre ilerleyecek şeyler. Bu anlamda, kadın girişimci olarak, iş kurma sürecimde kadın olduğum için bir zorluk yaşamadım denebilir. Bana bariz hissettirilen veya teşvik gibi faydalardan yararlanırken ayrımcılık gösterilen bir durumla hiç karşılaşmadım. Devlet ve banka desteği gibi konularda önem verilen nokta cinsiyetiniz değil, iş fikriniz, planınız ve işinize ne kadar hakim olduğunuz/sahip çıktığınız oluyor.
Ben, büyük bir beton firmasının yaşadığım şehirdeki eğitimine katıldığımda, katılımcılar arasındaki tek kadındım ve üç gün boyunca diğer erkeklerle birlikte zemin dökme ve duvar konularında eğitim aldım. Kadınlar, her zaman çok güçlüdür ve erkeklerin yaptıkları tüm işleri yapabilir, onlarla aynı sektörde aynı başarıyı gösterebilirler.
Kendi işimi yapmaya başladığım süreçte değil belki ama kurumsal hayatta olduğum o kısacık zaman diliminde, kadın olarak iş hayatında güçlü ve başarılı kalmanın zorluklarına pek çok kez şahit oldum. Bu, bence başlı başına bir eğitim meselesi. Eğitim seviyemiz arttıkça, kendimizi her alanda gelişime adadıkça kadınların sadece iş değil, hayatın her alanında yaşadığı zorlukları ortadan kaldırmayı başaracağımıza inanıyorum.
Girişimci kadınlara önerileriniz nelerdir?.
Önce kendilerine ve sonra da kurmayı düşündükleri işe inanmalarını tavsiye ediyorum. İşin çok basit veya büyük bir proje olup olmamasının bir önemi yok. Severek, keyif alarak ilerleyebileceklerinden emin oldukları bir iş için risk almalarını tavsiye ederim. Kuracakları işe göre verilen devlet ve banka desteklerini iyi araştırmaları çok önemli.
Süreç kolay değil, detay ve bilgi gerektiren konu çok fazla. Hele ki çevrelerinde, girişimcilik süreçlerinden geçmiş, tecrübelerinden faydalanabilecekleri birileri yoksa, bende olduğu gibi, tamamen deneye deneye yol almaya çalışacaklar bir süre. Girişimcilik, hataya çok açık uzun bir yol. Ancak hata yaptıkça, kurmayı düşündükleri işin birçok detayının ortaya çıkmaya başladığını görecekler. Her hatanız size işinizle ilgili yeni bir şey öğretecek.
İşinizi sevin, yapıcı olmayan/sizi geliştirmeyen olumsuz eleştirilere karşı kulaklarınız kapalı olsun. İster iş hayatında, ister ev hayatında olsun, kadınlar daima üreticidir ve çok değerlidir. Değerinizin farkında olun.