Instagram ahalisi ile yaptığımız derin araştırmalar sonucunda doğallığın günümüzde daha popüler olduğuna kanaat getirdik. YERSENİZ!!!
Yaptığım anketlerde herkes kendisini sütten çıkma ak kaşık, melaike ve bilumum iyilik abidesi karakter örneğine çevirmeye bayıldığı için tabii ki anket sonuçlarının tersini baz alıyorum.
Doğallık falan ön planda değil, gidin basın botoksu, dolguyu. Ha ben demesem de plastik cerrahlar altın çağlarını yaşıyorlar zaten.
Özellikle beyler neredeyse makyaj yapmayacak kadar doğal kadınlara âşık olduklarını iddia etseler de hesaplarına girip baktım hepsi, Bratz bebek kızları takip ediyorlardı. (İfşa etmeyeceğim ama aşırı edesim var.)
Kadınların samimi cevaplarını ise tebrik ediyorum. Hepsi gururla yaptırdıkları işlemlere kadar yazıp, hangi cevabın neden arkasında durduklarını açıklamışlardı. Onları da gurur tabloma yazacağım.
Neden olduğumuzun tam tersini gösterme konusunda bu kadar ısrarlıyız? Özellikle de erkeklere soruyorum bunu. Enformasyon çağında artık herkes her şeyin en ince ayrıntısını öğrenebiliyor. Arama motorlarına, video sitelerine neyi sorsak çat diye önümüze çıkarıyor. Gerçek olmaya ne dersiniz?
Dürüstlüğün kıymeti kalmadı, serseriler kazanıyor dramasına asla girmeyeceğim. Hiç de sevmem. Serseriler falan kazanmıyor, dürüstlük gayet kıymetli. Nerelerde, kimlerle takıldığınıza bakmadan yaşayıp, olması gerekeni meziyet gibi göstermekten vazgeçerseniz sıradan yaşamanın aslında çok büyük bir olay olmadığını görürsünüz.
Cambridge düşesi gibi uyanmıyorsunuz arkadaşlar, sakin olun. Etrafınızda entrika ve huzursuzluk olmadan ölmesiniz. Dürüst olmayı alışkanlık haline getirince de zaten bunun abartılacak bir şey olmadığını fark ediyorsunuz. Gerçeklerden kaçmadan, gerçek dünyanın içinde yaşadığınızda bunun bir monotonluk değil asıl lüks olduğunu ve çocuklar gibi şen olduğunuzu görüyorsunuz.
Çocukların açık sözlülüğü ve kendilerini oldukları gibi kabullendirmeleri dünyada en sevdiğim özellikleri. Onun dışında çocuklardan aşırı korktuğumu ve asla anlaşamadığımı her fırsatta söylediğim için artık yadırgamadığınızı biliyorum.
Bu arada üzüldüğüm başka bir şey daha var, çok ama çok sevdiğim bir arkadaşımın beni her sene doğum günümde ilk arayan kişi olduğunu 22 senelik arkadaşlığımızda ilk kez fark ettim ve aslında o bunu çok önemsiyormuş. Ben de yanına gidip dip dibe kutlayalım isteğinde olduğum için ertesi günün sağlıklı bir saatini seçmiştim. Aslında olmak istediğimiz kişilerde boğulurken olduğumuz kişiyi kaçırdığımız için etrafımızdakiler gerçekten ne istediğimizi fark edemiyor.
Botokstan, doğum gününe nasıl uzandın demeyin. Bilseydim her sene doğum gününü ilk ben kutlardım gece yarısında.
YA BEN DOĞAL SEVMİYORUM! Diyebilirsiniz ayıp değil, demek istiyorsanız deyin. Seçme şansınız var, seçin!
Yani güzellik kaygılarınız varsa bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler demeyi öğrenin. Doğallık bir ihtiyaçsa öyle kalsın. Çevrenizdekilere gerçek beklentilerinizi söylemeden sizi anlamalarını beklerseniz daha çok beklersiniz diyorum.
Yine kafa yakan metaforlarımla, oradan oraya koşan anekdotlarımla kafanızı karıştırdığımın farkındayım ama kafa karışıklığı acaba sorusunu sordurur.
Hadi bir acabayla bugüne kadar kusamadıklarınızı kusun. Bu haftanın farkındalığı da bu olsun.
Gelecek hafta tatilde olacağım ama fırsat bulursam görüşürüz.